16 Mayıs 2014 Cuma

Psikolojik Travmalar In Profesyonellik Out


Psikolojik Travmalar In Profesyonellik Out 

Dün akşamki CSKA Moskova – Maccabi Electra maçı gösterdi ki artık psikolojik kaygılar sahanın içinde daha etkili. Özellikle daha önceki senelerde psikolij travmalar yaşamış takımlar bundan kurtulmakta zorlanıyor. 

CSKA Moskova tüm maçı önde götürüp hatta bir ara 15 sayı önde olmasına rağmen maçı on saniyelerde kaybetti. İşin ilginç tarafı CSKA’lı oyuncuların yüzünde bu durumnun onlar çokta fazla şaşırtmamasının ifadeleri gizliydi. Geçen sene yarı finalde değil hem de finalde son saniyelerde kupayı vermişlerdi.




Artık psikolojik üstünlükler veya psiklojik travmalar profesyonelliğin önüne geçmeye başladı. Çünkü tüm bu sporları yapanlar insan. İnsanın doğası onun spor yaptığında farklı bir bireye dönüşmesini sağlamıyor aksine insani değerleri yaşantıları yaptığı işin içine atmasını sağlıyor. CSKA dün akşam bunun en çarpıcı örneğiydi

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Oğuz Çetin Neler Söyledi?



Türk futbolunun gelmiş geçmiş en kadife ayaklarından biri olan Oğuz Çetin bir spor kanalına verdiği ropörtajından alıntılar

Biz Sakarya'dan Fenerbahçe'ye gelmeden önce Fenerbahçe çok zor günler yaşıyordu.
1988-1989 sezonu Fenerbahçe tarihinin en önemli sezonlarından biridir.
Tanju öncesi Sakaryalılar vardı Tanju sonrası Sakaryalılar Grubu şeklinde kamuoyuna yansıtıldı. Bunun en büyük sebebi Tanju'nun benimle 10 numara polemiği yaşaması ve Tanju'ya katılan iki üç arkadaş sanki takımda Sakaryalılar grubu olarak yansıtıldı.

Tanju yeni geldiği camiaya gerekli saygıyı göstermedi. 
Ali Şen başkan olduğundan itibaren bize karşı olumsuz bakış açısı vardı.
Trabzon maçını kazansak kaybetsek ne olursa olsun bizim ayrılacağımız belli olarak biz Trabzon'a gittik.
Aslında maçı kaybeden beraberlik yettiği halde üzerimize gelen Trabzonspor'un kendisi oldu.
Maç bittiğinde arkadaşlarıma aşırı sevinçte bulunmayacağız dedim.
O gün Aykut hoca Türk futbol tarihinin en önemli konuşmasını yaptı.
Fenerbahçe bizi göndermedi bizim mukavelemiz devam ediyordu. 
İstesek bir ay kadro dışı kalırdık sonra taraftar yine bizi sahaya davet ederdi.
Fenerbahçe'den sonra İstanbulspor ve Adanaspor'da toplam 3 maç oynamadım.

Aziz Yıldırım'a yakınlığım Ali Şen tarafından yanlış anlaşıldı.
Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu durum nedeniyle Teknik Direktörlük dönemimde yalnız bırakıldım.
Fenerbahçe Teknik Direktörlük dönemim bana olan güveni kırdı.
Fatih Hoca'ya kırgınım başarıyı ekibiyle paylaşmadı.
Fatih Terim ayrıldıktan sonra kim gelecek diye bir çalışma yapılmadı. Hep günü kurtarmayı düşündüler.
Hiddink'e çok büyük haksızlıklar yapılmasına rağmen bizim dönemimiz başarılı bir dönemdir.
Ali Şen beni özel numaradan aradı ve İmparatorum Kaptanım diye seslendi.
Ben en çok etkileyen teknik direktör Carlos Alberto Parreira
En büyük hırsım teknik adamlık konusunda farklı yerlerde olmak

Bilgiler TRT Spor'da yapılan ropörtajlardan alınmıştır.






19 Mart 2014 Çarşamba

Hayalet Galatasaray


Dün akşam öyle bir maç oynandı ki Galatasaray taraftarları son yıllarda böyle bir tecrübeyi yaşamayalı bayağı oldu. Evet kötü oynayabilirsiniz formda olmayabilirsiniz ancak sahada yokmuş gibi davranıp adeta hayalet takım olarak gezemezsiniz.


Neden gezemezsiniz biliyor musunuz? Çünkü bu maç bir ön eleme maçı değil bu maç Şampiyonlar Ligi son on altı takım arasında yapılan bir maç. Evet herkes şok oldu. Sahada hayalet bir takım vardı. İşin daha tuhaf olanı çok etkili olmayan bir Chelsea karşısında yaşandı bu durum



Bazı oyunculara sormak lazım. Evet Mancini hata yapmış olabilir ancak siz sahada sabotaj kokan futbol oynayamazsınız. Selçuk ayağına aldığı her topu sanki uzun pas atacakmış gibi kafasını kaldırıp sonra da geri ye pas vermesi çok tuhaftı. Droğba adeta bastonla dolaştı ve jubile maçından farklıydı.

Tweety ne derdi: Bir kedi gördüm gibi geldi
Evet dün galiba televizyonda hayaletler gördük.







24 Şubat 2014 Pazartesi

Alpay Özalan Yorumlamıyor Yoruyor


Alpay Özalan Yorumlamıyor Yoruyor

Futbol içerisinde son on beş yılda futbol yorumculuğunun önemi çok arttı. Atrık sadece maçlarının gollerini ve önemli pozisyonlarını göstermek kafi değil.  Hemen hemen her maç mercek altına yatırılıyor. Hatalar ve doğrular neler konuşuluyor. Bunun faydası olduğuna inananlar olduğu gibi  '' ya kardeşim ne gerek var'' diyenlerde az değil.

Şu sıralar özellikle her kanalın birden fazla futbol yorumcusu oldu ve bunlar hafta sonları üçer dörder saat program yaptıkları için bir rayting değeri olduklarını kabul etmek lazım. Lig TV'de bunu ilk anlayan kurumlardan bunu Hakan Şükür, Tümer Metin ve alman hakem Marcus Merk'te örneklerinde rahatlıkla görüyoruz.

Fakat işler sanki '' abi ben gelip sizin kanalda maç konuşayım'' durumuna dönüyor. Yorum yapmak ya da analiz etmek çok okumaktan ve birikimden geçer. Özellikle futbol hayatları boyunca kamplarda sadece tavla oynayan ve el şakası ile vakit geçiren bazı futbolcular yorum yapınca dumura uğruyoruz.

Alpay Özalan'da bunun son örneği. Alpay dünyanın belli liglerinde oynamış başarılı olmuş bir futbolcu ama yorumcu mu deyince on dakika düşünüyorum. Bana göre yorumcu herkesin gördüğünü değil göremediğini ifade edebilmeli ve bir çözüm sunmalı.

Alpay Özalan'ın yorum yaptığı ve tanık olduğum bazı programlarda spikerin zor anları beni gülümsetiyor. Spiker farklı sorular sorular ama Alpay'dan hep aynı kelimelerden oluşan sığ sıkışmış analizler ve yüklemi öznesi nerede belli olmayan cümleler. Bizim bakkal Hüseyin'de gelse aynını söyler cinsinden cümleler programı rehin alıyor.

Alpay ve diğer futbol geçmişi olan ancak yorum yapmak yerine bize işkence yapan bazı futbolcular lütfen ama lütfen. Çok okuyun çünkü futboldan anlamayan eşim bile bunları mı dinliyorsun demeye başladı.









26 Ocak 2014 Pazar

Anadolu Kulüpleri Neden Kaybeder?


Anadolu Kulüpleri Neden Kaybeder?

Anadolu kulüpleri bazen kendi kendine kaybediyor şeklinde değerlendirmeler olur. Bunun altında yatan bazı nedenlerden biri de kazanmaya yakın oldukları maçlarda dahi bir şekilde goller idyerek kaybetmeleri söylenebilir.

Anadolu takımlarının temel hastalıklarından biri öne geçtiği maçlarda bunu korumakta zorlanmalarıdır. Kimine göre kadro yetersizliği kimine göreyse takımın saha içindeki baskıya cevap verememesinden bahsedilir. Burada garip olan nokta da şu artık takımların neredeyse yarısından fazlası yabancı futbolculardan oluşuyor peki hala neden bu durum söz konusu.

Burada yerli oyuncuların hala mental olarak eskileri olduğunu görmek lazım. Öne geçtiğinde otomatik olarak geri çekilen oyuncular o kadar çok ki. Siz rakibe hadi bana gel demeye başlarsanız ve top sürekli sizin yarı alanınızda ve hatta kalenizin önünde gezmeye başlarsa o topun kaleniz girmesine şaşırmamak lazım.

Özellikle bu tarz geri çekilmeler büyük takımlara saha içinde daha fazla öz güven veriyor. Bir süre sonra Anadolu takılarının oyuncularında saha içinde her an bir şey olacağı paniği yaşanıyor.

Yani bazı Anadolu takımları kendi sonlarını kendiler hazırlıyorlar. Kanaatim şu öne geçtiğinde geriye çekilmeyen aksine orta alanda çoğalan bir Anadolu takımının maçı kaybetmesi zorlaşır.

14 Ocak 2014 Salı

Engin Baytar Yanlış Yapıyor



Engin Baytar Yanlış Yapıyor

Spor medyası iki gündür Engin Baytar'ın açıklamalarını konuşuyor. Engin Baytar tek kelime ile saçmaladı.

Düşünün bir takıma gelmişsiniz ( Rizespor ). Sizden beklenti var ve siz ilk basın açıklamanızın neredeyse tamamını küçük çocuklar gibi şikayet ederek geçiriyorsunuz. 

Engin bugüne kadar gittiği her kulüpte sorun yaşamış ya da yaşatmış bir oyuncu aksine hep kendisine sahip çıkılmış. Engin Baytar'ın atladığı bir başka konuda artık bir takımda ilk 11 oynamak o kadar kolay değil. Kadroların genişlemesinin sebebi de performans değişmelerine karşın rotasyon yapılması.

Geçmişe dönelim. Engin süper bir sezon geçiriyor ve Galatasaray'ın en etkili oyuncularından biri oluyor. Sonra gidiyor yeni sezonun ilk resmi maçında hakemin yakasına yapışıyor neredeyse yumruk atacak. Daha tuhaf olanı kendisine gösterilen kırmızı kart sonunda buna şaşırıp tekrar hakemin üstüne yürümesi. Açıkçası dünkü açıklamalarını da dinleyince ben Engin'in ruhsal olarak sıkıntıları olduğunu düşünüyorum.

Engin Baytar'ın yapması gereken geriye bakmadan çalışmalı tekrar eski günlerine dönebilir. Yaşı genç sadece olgunlaştım cümlesini icraata geçirmeli 



11 Ocak 2014 Cumartesi

Fikret Orman ve Sabır


Fikret Orman ve Sabır

Herkesin efendiliğine saydığı bir iş adamı ve Beşiktaş Spor Kulubü başkanı. Yalnız yaptığı bir yanlış var o da süre olayını fazla abartması. Beşiktaş’ın başkanının sürekli Anadolu kulübü başkanı gibi şikayet etmesi ya da birkaç milyon dolarlık transferleri bile çok pahalı olarak adlandırması. Beşiktaş’ın Galatasaray veya Fenerbahçe’nin karşısında rekabet gücünün olmadığını gösteriyor.


Sürekli olarak stad yapıldıktan sonra her şeyin değişeceğinden bahsetmesi şimdilik taraftarını teskin ediyor ancak stadın açılmasıyla beklentilerin tavan yapacağı kesin. Taraftarlar flaş transferler istediğinde de ağız alışkanlığı olursa işi zor. Sayın Fikret Orman’ın sakin kişiliği toplumda sempati topluyor. Ancak son on yılda üstelikte Sivas spora karşı alınan tek şampiyonluk bir an evvel büyük düşünen Beşiktaş’ı canlandırması gerekiyor vakit daralıyor.